Alıç bitkisi nedir faydaları nelerdir

Latince ismi ‘Crataegus monogyna’ olan Alıç, ormanlık alanlarda, çalılıklarda ya da dereye bakan dik yamaçlarda yetişen dikenli bir ağaçtır. Gülgiller familyasından olmasına rağmen Alıç’ın minik, pembe beyaz renkteki çiçeği gül gibi değildir. Hem Avrupa’da hem de Anadolu’da oldukça yaygın bir bitkidir. Sadece Türkiye’de yetişen 20 türü vardır.
Beyazdiken, Edran, Geviş, Ekşi Muşmula, Yemişen olarak da bilinir. İlkbahardan sonbahara kadar beyazdan kırmızıya doğru değişen renk yelpazesiyle göz alıcı bir manzara sunar. Bu yüzden parklar ve bahçeleri süslemek için sıklıkla tercih edilen çokyıllık bir bitkidir.
Eski çağlardan beri çeşitli kültürler ve halklar tarafından Alıç ağacının hem meyvesi hem de yaprakları yaygın olarak kullanılmıştır. Alıç çayı, Almanya, Avusturya ve Avrupa kıtasında geleneksel olarak kullanılan bitkisel çaylar arasında yer alıyor. 1800’lü yılların başlarındaki yazılı kaynaklarda Alıç ağacı yapraklarının ve yemişlerinin kan dolaşımı bozukluklarında, solunum yolu hastalıklarında tedavi amaçlı kullanıldığı belirtilmiştir.
Sonbaharda olgunlaşan meyveleri hoş bir ekşimsi tatta olan Alıç, birçok kültürde önemli yer edinmeyi başarmış bir meyvedir. İpe dizili halde pazaryerlerini süsleyen Alıç meyveleri bazı çocukların en sevdiği meyvelerden biridir.
Alıç bitkisinden; alıç çayı, alıç yağı, alıç sirkesi, tentürü, şurubu ve kremi üretilir. Ayrıca içeriğindeki Tanen, Saponin, C vitamini, Gilikosid, Kalsiyum, Potasyum, Sodyum zenginliğinden dolayı çok çeşitli ilaçların muhteviyatına girmiştir.
Kurutulan yaprakları kaynatılarak içilen Alıç çayının, halk arasında kalp krizi riskini azalttığına, göğüs ağrılarına iyi geldiğine, yüksek tansiyonu düşürdüğüne, damarlardaki plak oluşumunu engellediğine, baş ağrısına iyi geldiğine, sakinleştirici etkisi olduğuna inanılır.
Uygun şartlarda kurutulan alıç, ağzı kapalı bir kapta, loş, serin ve kuru bir ortamda ömrü 1 yıldır.

Saç dökülmesi ve mastürbasyon arasındaki bağ

Erkeklerde kellik tedavisi ile güncel yaklaşımlar, erkeklerde saç kaybının, direkt olarak DHT ve onun vücuttaki miktarı ile ilişkili olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bir diğer çıkarım ise, DHT üretiminin seks ve/veya mastürbasyon ile ilişkili olduğudur.
Aşırı mastürbasyon ve aşırı boşalma, çok miktarda testosteron hormonunun DHT’ye çevrilmesine neden olur. Vücuttaki aşırı miktarda DHT yüklemesi, kelliğe ve prostat bölgesindeki zayıf kan dolaşımı nedeniyle olası prostat büyümesine neden olur. Mastürbasyon veya boşalma sıklığının azaltılması, DHT seviyesinin düşük tutulmasına ve saç kaybının önlenmesine yardımcı olur.
Yukarıdaki kellik modellemesine göre, mastürbasyon sıklığını azaltmak için yapmanız gereken adımlar şöyledir:
Hormonlu sığır eti ve süt ürünleri alımını azaltın. Kırmızı et, çok fazla hormonlu kan içerir. Bunun yerine, diyetinizde deniz ürünlerine ve kümes hayvanları ürünlerine daha fazla yer verin.
Prostatınızı kontrol altında tutmak için, L-arginine (doğal büyüme hormonu bileşeni) ve Isoflavones (anti-kanserojen bitkisel östrojen, anti-tümör hormonu ve karaciğer fonksiyonları düzenleyicisi) içeren çekirdek, fındık, fıstık, soya fasulyesi yiyin.
Daha fazla anti-kanserojen, anti-tümör hormonu ve anti-oksidan/vitamin/mineral için, daha fazla taze sebze ve meyve yiyin.
Doğa ile daha çok iç içe olmak için, açıkhava aktivitelerine daha fazla katılın ve DHT’ye dönüşmesi yerine vücut kaslarınızda daha fazla testosteron tüketmek için, daha fazla egzersiz yapın. Daha fazla koşu ya da en azından hızlı yürüyüş yapın. Özellikle normalde fazla hareket eden bir değilseniz, yapacağınız herhangi bir fiziksel aktivite, televizyon karşısında oturmaktan daha iydir.
Öte yandan, stres de bir saç kaybı nedenidir ve saçınız döküldüğü için ne kadar strese girerseniz, saçınız da o kadar çok dökülür. Hayatınızda strese neden olan kaynakları, yok etmeye çalışın. Mastürbasyon/Seksüel aktivitelerinizi azaltmaya çalışın ya da en azından boşalma sıklığınızı azaltarak, vücudunuzda azalan besin ve hormon miktarını yenilenmesi için, vücudunuza fırsat verin.

En Ateşli Seks Tüyoları

1) Kulaklarını tıka!
“SexToys 101″kitabının yazarı Claire Cavanah, kulaklarını tıkayarak kendini dünyadan soyutlayıp nefesinin sesine ve diğer dört duyuna konsantre olabileceğini söylüyor, özellikle de dokunma duyusuna.
2) En az sekiz saat uyu!
Bir araştırma uykusuzluğun, tatminsiz seks hayatına sebep olduğunu söylüyor.
3) Rekabete takılma!
Seks terapistleriyle yapılan bir ankete göre, birleşme süresi 3-13 dakika arasında değişiyormuş. Ortalama bir erkeğin yedi-sekiz dakika dayandığını düşününce bu çok iyi bir haber. Rekor kırma hırsından vazgeçip ön sevişmeye yoğunlaşmalısın. Böylece her ikiniz de daha çok zevk alacaksınız.
4) Saklambaç oynayalım mı?
Sen saklan, o da seni arasın. Seni bulduğu yerde canı ne isterse onu yapın. “Games for Grownups” kitabının yazarı Leigh Anderson, çocuk oyunlarının çok seksi olabileceğini belirtiyor.
5) Çoraplarını bile çıkarma!
Hollanda’da bir üniversitede yapılan araştırmaya göre, rahat bir ortamda seks yapan çiftlerde yüzde 30 orgazm sıçraması gözlemlenmiş. Araştırmacılar ne kadar rahatsan, o kadar süper bir orgazm yaşayacağın konusunda hemfikir.
6) Ayna ayna söyle bana…
Toronto Bağımlılık ve Ruh Sağlığı Merkezi’nde yapılan bir araştırma, kadın psikolojisinin sanıldığından daha görsel olduğunu ortaya çıkarmış. Seks esnasında kendini seyrederek daha çabuk uyarılacaksın.
7) Dominant kadın!
“She Comes First “kitabının yazarı Doktor lan Kerner, kadınların genelde daha teslimiyetçi davrandığını ve yatakta daha dominant bir role bürünerek sıradanlıktan kurtulabileceğini belirtiyor: “Vamp kadınlar gibi deri korseler giyip kırbaç sallamak zorunda değilsin, eşinin senden beklemeyeceği bir hareket yapman yeterli olacaktır. Mesela seks oyununu sen başlatabilirsin.” İşte sana üç öneri:
– Esaret… Halat ve eşarplar yerine onu kelepçele. Hiçbir yere kaçamayacak! Gözlerini de bağlamayı unutma.
– Kravat da olabilir… Eğer erkeğin köle olmak konusunda emin değilse o zaman onu etkisiz hale getirmek için gevşekçe bağlanmış bir kravat kullanabilirsin, böylece canı isterse kaçar gider…
– Ateşten gömlek… Gözlerini üstünden yeni çıkmış gömleğinle bağlamalısın. “How Sex Works “kitabının yazarı Doktor Sharon Moalem, kadın kokusunun etkili bir afrodizyak olduğunu hatırlatıyor.
8) Salute!
Santa Maria Annunziata Hastanesi’nden İtalyan araştırmacılar, günde bir-iki kadeh kırmızı şarap tüketen kadınların daha arzulu ve istekli olduğunu ortaya çıkarmış.
9) Tıraşı kes!
Northumbria Üniversitesi’nde yapılan ilginç bir araştırma, sakallı bir yüzün tıraşlı, tertemiz bir çehreye oranla çok daha seksi göründüğünü söylüyor. Araştırmacılar kadınların neden maskülen yüz hatlarına sahip erkekleri bebek yüzlülere tercih ettiğini ise taş devrinden kalma alışkanlıklara bağlıyor. Saçı sakalı birbirine karışmış, yapılı bir mağara adamı kadınını daha iyi korur
10) Meditasyon…
“The Journal of Sexual Medicine” yoga yapanların daha ateşli bir seks hayatına sahip olduğunu söylüyor. Araştırmaya katılıp yoga yapmaya başlayan kadınlar bir süre sonra arzu, uyarılma ve orgazm seviyesinde yükselme yaşamış. Üstelik artan esneklik de işine yarayacak.
11) Sporu ihmal etme!
Yogayla aran iyi değil mi? O zaman düzenli egzersiz yapmak da bir seçim olabilir. British Columbia Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre, günde 20 dakika egzersiz yapan kadınlar diğerlerine göre daha ateşli yatak sahneleri yaşıyormuş. İşte bu spor yapmak için harika bir sebep!
12) Terletin!
Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma ise erkek terinin kadınlar üzerinde uyarıcı etkisi olduğunu gösteriyor.
13) Stilettodan vazgeçme!
Topuklar orgazm olmanı sağlayan kasları çalıştırıyor. Takunyadan çok daha seksi göründüğü de kesin.
14) Doğum kontrol!
Kinsey Institute, hem doğum kontrol hapı hem de prezervatif kullanan kadınların daha fazla tatmin olduğunu ortaya çıkardı. Hamile kalma ve zührevi hastalık korkusu yaşamayan kadınlar daha çabuk rahatlayıp zevk alabiliyor.
15) Kaygan ve soğuk…
Kayganlaştırıcıyı buzluğa koy. Soğukluk sana daha fazla haz verecek.
16) Döv beni sevgilim!
Erkeğine kendini dövdürmek için zavallı bir kakılmış olmak zorunda değilsin. Northern Illinois Üniversitesi’nden araştırmacılar, hafifçe dövülmenin aradaki bağı güçlendireceğini söylüyor. Ayrıca dövülen bir kadında testosteron artışı görülüyor, bu bedenin stresli duruma tepkisi olmalı. Bu işlemin arzuyu yükselttiği kesin…
17) Niyetin iyi mi?
Teksas Üniversitesi’nden araştırmacılar, bir grup kadına neden seks yaptıklarını ve ne kadar tatmin olduklarını sormuş. Aşk ve bağlılık göstermek, fiziksel zevk ya da yeni deneyimler kazanmak için yapanlar, egolarını şişirmek için yapanlardan daha tatmin olmuş.
18) Duble misyoner…
Vücudunun altına yastıklar koyarak geleneksel seks pozisyonlarına yeni yorumlar getirmeyi dene. Mesela misyoner esnasında kalçanın altına iki yastık koy, yükselti sayesinde muhtemelen doğru noktaya isabet edecek.
19) Köpek stilini güncelle…
“Stepping Tiger” pozisyonu süper! Yatağın ucuna yüz üstü uzanarak ellerini yere koy. “Intimate Wisdom, The Sacred Art of Love” kitabının yazarı Karinna Kittles-Karsten, böylece eşinin G noktanı daha rahat bulabileceğini söylüyor.
20) Nostalji yapalım…
Ortaokuldaki gibi soyunmadan sadece “cinsel yakınlık” kuruyoruz ve sadece 10 dakikamız var. “Games for Grownups” kitabının yazarı Anderson, bu kısa zaman dilimini, daha sonraki ateşli randevu için ön sevişme olarak algılamak gerektiğini söylüyor.
21) Gözlerim sana kilitli…
Uyarıldığın zaman göz bebeklerin büyür. Moalem, partnerinin gözlerinin içine bakarak uyarılma seviyesini ölçebileceğini söylüyor. Ve seks esnasında daha yoğun bir bağ yaşanacak.
22) Bu kapıdan ilk giren aşık olacak…
Kapı çok kullanışlı bir seks aracı olabilir. Erkek kapının çerçevesine dayansın ve sen de onu tatmin etmek için elinden geleni esirgeme, sen de destek almak için arkaya dayanabilirsin.
23) Evde çıngar çıkar!
“Touch Me There! A Hands-on Guide to Your Orgasmic Hot Spots” kitabının yazarı Yvonne K. Pulbright, alevli tartışmaların uyarıcı etkisini vurguluyor: ” Kavga esnasında beden ön sevişmede uyarılmış gibi tepki veriyor, tansiyon yükselirken kaslar geriliyor, soluma hızlanıyor.
Kavga sonrası seks oldukça ateşli olur, bunun nedeni sadece fiziksel değil aynı zamanda da psikolojik; sevgiline haddini bildirmiş ve onu ele geçirmiş gibi hissediyorsun.”
24) Ahlaksız teklif!
Sıkıcı bir iş gününde ona seksi ve davetkâr mesajlar yollayabilirsin, aman kimse duymasın, bilmesin…
25) Pandora’ nın kutusu
Yeni fanteziler üretip bunları bir kutunun içine koy. Biraz heyecan katmak isteyince bunları sevgilinle beraber teker teker dene.
26) Ateş ve buz…
Yatağın kenarında bir küp buz ve sımsıcak çayı hazır bulundur. Oral seks esnasında ağzına bazen buz küpünü alırken bazen de sıcak çaydan bir yudum al. Seks oyuncakları satan Babeland’den Pamela Doan, sıcaklık değişiminin erkeği zevkten dört köşe ettiğini iddia ediyor.
27) Göz kapaklarını öpsün…
Buradaki incecik derinin altında hipodermik yağ bulunmaz, böylece sinir uçları yüzeye çok yakındır. Göz kapakları vücuttaki diğer erojen bölgeler gibi çok duyarlıdır.
28) Zekâ oyunları…
Moalem, rekabetin hem kadında hem de erkekte testosteron seviyesini arttırdığını söylüyor. Böylece daha çabuk uyarılıp tepki veriyorsun.
29) Bungee jumping yapalım mı?
Kaya tırmanışı da olabilir veya yüksek risk içeren herhangi bir çılgınlık. Ardından hemen iş başına! “The Ripple Effect: How Better Sex Can Lead to A Better Life” kitabının yazarı Gail Saltz, sevişmeden evvel heyecanlı bir aktivite yapmanın vücuttaki dopamini arttırdığını söylüyor. Beynin zevk alma bölgesini uyaran bu madde sayesinde seksin tadına doyum olmuyor.
30) Stres yok!
Durex Sexual Wellbeing Study tarafından 2006’da yapılan bir araştırmaya göre, Amerikalılar’ın yüzde 37’si stres yüzünden seksten yeterince zevk alamıyormuş. Sevişmeden evvel rahatlatıcı bir şeyler yapın, müzik dinlemek olabilir.
31) Kahve faktörü!
“Pharmacology Biochemistry and Behavior”a göre, kahve libidoyu arttırıyormuş. Sevişmeden yarım saat evvel bir fincan kahve içersen daha enerjik ve arzulu hissedeceksin; özellikle de kafein manyağı biri değilsen.
32) Çekmecende ne var?
Anneanne donlarını hemen çöpe at. “The Good Girl’s Guide to Bad Girl Sex” kitabının yazarı Doktor Barbara Kiesling, seksi iç çamaşırı giyen bir kadının kendini doğal olarak daha seksi hissedeceğini söylüyor.
33) İlk buluşmada hangi parfümü kullanıyordu?
Moalem, kokunun hatıraları uyandıran mükemmel bir uyarıcı olduğunu söylüyor “İlişkinin başladığı noktaya doğru bir zaman yolculuğuna çıkabilirsiniz. O zamanlar seks daha yeni ve keşfedilmemiş bir enigmaydı…”
34) Yönlendirme…
“Instant Orgasm” kitabının yazarı Steven Bolansky, erkeğini tatmin ederken ona kesinlikle “Bundan zevk alıyor musun?” diye sormamanı tembih ediyor. Ne de olsa anın ruhunu bozmamak için evet diye cevap verecektir. Bunun yerine “Yavaş mı, hızlı mı?”, “Sağa mı, sola mı?” gibi daha detaylı sorular sorarsan basit, kısa cevaplar verecek. Seks de vasattan çıkıp ateşli olacak!
35) Mola!
Zirveye çıkmadan az evvel soluklanmakta fayda var. Birkaç saniye ya da dakika dinlenip yeniden başlayın. Bunu bir ya da birkaç sefer uygulayabilirsin. Bodansky böyle yaparsan zirve noktasının çok daha keyifli olacağını söylüyor.
36) Sarmaş dolaş…
Sevişmeden evvel en az 20 saniye boyunca sarılın. Böylece büyülü hormon oksitosin seviyesi yükselecek ve iki beden birbirine pembe kurdelelerle bağlanıp bulutların üzerinde meleklerle dans edecek…
37) Parmak olayı…
Oral seks yaparken parmağını yanağına bastır, bu onu zevk kölesi edecek.
38) Materyalist kız!
New Castle Üniveritesi’nde yapılan bir araştırma zengin erkeklerle beraber olan kadınların daha sık orgazma ulaştığını ortaya çıkarmış.
39) Beraber porno seyredin!
Sen ona dokunabilirsin ama o sadece seyretmek zorunda, sonra roller değişsin.
40) Senkronize solunum…
Beraber ritimli bir şekilde nefes alıp verin. Kittles-Karsten bunun samimiyeti arttırdığını söylüyor.
41) Erotik kitaplar oku!
Nancy Friday gibi yazarların seks ve fantezi kitaplarını okuyarak vizyonunu genişletebilirsin, sonra öğrendiklerini gidip sevgilinin üzerinde uygula.
42) Yeni pozisyonlar denemeye açık ol!
Kama Sutra gibi kitaplar raflarında mutlaka bulunsun. En sevdiklerini seçip denemelisin, biraz cüretkâr ve deneysel olmak lazım.
43) Egzersiz topu bu kadar mı kullanışlı olur…
Bu büyük top sadece mekik çekerken kullanılmıyor. Kittles-Karsten, oral seks yaparken buna oturabileceğini ve farklı pozisyonlarda kullanabileceğini söylüyor. Opsiyonlar limitsiz.
44) İpekli bir iç çamaşırı giy…
Ve ön sevişme esnasında üstünden çıkarma. Sana güçlü elleriyle kumaşın üstünden dokunduğunda, kumaşın kaygan dokusu seni uyaracak.
45) Peeling…
Sevişmeden evvel vücuduna peeling uygula ve doğal bir süngerle iyice ov, böylece cildin ateşli dokunuşlara daha duyarlı olacak.
46) Masaj yapabiliyor mu?
Bir merdaneye masaj yağı sürüp sırtına ve omuzlarına hafifçe masaj uygulasın. Böylece günün stresini geride bırakıp tamamen sekse konsantre olacaksın.
47) Mutlu son nerede?
Birbirinize masaj yaptıktan sonra elveda deyin. Saltz, üzerinizde seks yapma zorunluluğunun yarattığı baskı olmadan yapılan ön sevişmenin çok keyifli olduğu görüşünde. Hem bir sonraki randevu çok daha ateşli olacak!
48) Evet, hayır, belki…
Aklınıza gelen her türlü eksantrik, enteresan seks aktivitesini ortaya dökün. Sonra da denemek istediğiniz, hiç istemediğiniz ve belki deneyebileceğiniz olanları belirleyin. Hiç denemediğiniz ortak fanteziler olabilir.
49) Teşhircilik…
Erkek arkadaşınla kendi porno filmini yazıp yönetebilirsin. Başrollerde ise sen ve o olacak! Tabii ona gözün kapalı güveniyorsan…
50) Göbek büfe…
Sex and the City kahramanı Samantha’dan biraz feyz al. Sushi söyleyin ve bunları birbirinizin göbeğinden yiyin, afiyet olsun.
51) Esrar perdesi…
Seks sırlarını ve kendi hakkındaki bütün diğer sırları bir günlüğe yazıp kilitle, kilidi de sakla. Günlüğü onun görebileceği bir yere koy. İçindekileri okumak isteyecektir, meraktan çılgına döneceği kesin. İşte burada bir kovalamaca başlar, içindekileri öğrenmek için sana her şeyi yapabilir…
52) Sihirli notalar…
Massachusetts Hastanesi’nden araştırmacılar, sevdiğin bir şarkıyı dinlerken seks yaparmış gibi keyifli hissettiğini ortaya çıkardı. Üstelik seks esnasında müzik dinlerken daha zinde hissediyorsun.
53) Acılı seks!
Biraz acı biber afrodizyak etkisi yaratır. İçeriğinde bulunan kapsaisin kalp atışını hızlandırarak endorfin salgılanmasını tetikler.
54) Egosunu da düşünmek lazım…
Bodansky, erkeklerin başarmayı sevdiğini ve başarılı bir seksin ardından onu onore etmen gerektiğini hatırlatıyor. Böylece sana daha fazla zevk verebilmek için kendini paralayacak. Kendini daima aslan kral gibi hissetmeli…
55) Müstehcen fısıltılar…
Erkeğini başka bir odadan ara ve açık saçık konuşmaya başla. Ona ne yapmak istediğini açıkça ifade et. Bu çeşit saklı arzuları yüz yüze olmadığın zaman daha net dışa vurabilirsin.
56) Aman doktor…
Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, yüksek kolesterol, depresyon gibi hastalıkların tedavisinde kullanılan bir takım ilaçların libidoyu düşürdüğünü ortaya çıkardı. Eğer böyle bir durumdan şüpheleniyorsan hemen doktoruna danış.
57) Duyularımla oyna…
Partnerin seni direkt olarak uyarırken aynı zamanda da başka bir bölgene dokunsun: boyun, göğüs ya da göbek olabilir. Bodansky, bunu sık sık tekrarlarsa, sadece o bölgene dokunduğunda bile seni uyarabileceğini düşünüyor.
58) Diş fırçasını seks oyuncağı olarak kullanır mısın?
Fırçayı ayakaltı, boyun, sırt gibi erojen bölgelere uygulayarak müthiş zevk alabilirsin.
59) Lavantalı kadın…
Smell & Taste Treatment and Research Foundation’a göre, bu mor çiçeğin kokusu aşırı uyarıcı olabiliyormuş.
60) Kıyafet balosu
Moalem, rol kesmenin faydalarından bahsediyor. Ona giymesi gereken kılık kıyafeti yollayıp direktifleri de mesajla. Akşama eve sevgilin yerine seksi bir su tesisatçısı çıkıp gelebilir…
61) Zamanlama da iyi olmalı!
Avustralyalı araştırmacılar, erkeklerin kadın sesini yumurtlamadan birkaç gün evvel daha seksi bulduğunu gösteriyor. Menstrüasyon döngüsünün ikinci haftasında ona açık saçık bir sesli mesaj bırak, bakalım neler olacak…
62) Parmaklar da erojen…
En duyarlı bölge olan parmaklar ve avuç içi, ön sevişmeye başlamak için ideal. Bütün parmaklarını birer birer yala. Sonra avucunu da öp ve yalamaya devam et. Bal ya da nutellaya banabilirsin.
63) Sınırları zorla!
Tantra’da bu minigazmlara “kyria” deniyor. Bu Sanskritçe kelimenin Türkçe anlamı hareket. Seks esnasında erkek elini senin omurganda gezdirirse zevkten titrediğini fark edeceksin. “Red Hot Touch’ kitabının yazan Jaiya, birçok kadının bu durumu tuhaf bularak hemen vazgeçtiğini ama izin verirsen orgazmın tavana vuracağını belirtiyor.
64) Sen de onu ihmal etme!
Evet sen de bu arada kulak memelerine ve bacağın iç kısımlarına konsantre olabilirsin, ön sevişme şart!
65) Kasma kendini…
Gardos, birçok kadının tam orgazma ulaşacağı anda tamamen kasıldığını söylüyor. Hâlbuki gevşeyip rahatlarsan daha çok zevk alacaksın.
66) Üst dudağını em!
Burun ve ağız arasındaki bu bölge çok duyarlı. Yatak, yavaş yavaş ısınırken burayla iyice ilgilen!
67) Küçük sır…
Her ikiniz de arzudan deliye dönünce küçük parmakları birbirine sürtün. Vajina ve penis uyarıldığında küçük parmaklar da erojen hale geliyor.
68) Ayak masajı…
Refleksoloji uzmanı Michelle Ebbin, ayaklarda tam 7.000 adet sinir ucu olduğunu söylüyor. Topuklara ve ayaklara hafifçe masaj yaparak seksüel organları anında uyarabilirsin. Başparmağınla hafifçe daireler çizerek erkeğini baştan çıkar!
69) Yüz hatlarını incele…
Seks terapisti Stephanie Buehler, cildin çok hassas olduğunu, iyice inceleyerek dokunmanın çok erotik bir şey olduğunu vurguluyor. Parmaklarını, dudaklarını ve dilini kullan.

Bıldırcın yumurtası ile cinsel isteksizliğine son

Birçok kişi bıldırcın yumurtasının faydalarının farkında değildir. Son zamanlarda yapılan araştırmalarda bu şifalı yumurtanın oldukça kolay bulunabileceği ve çok faydalı bir yumurta türü olduğu ortaya çıktı. Ağırlık olarak düşünüldüğünde 3-4 bıldırcın yumurtası yaklaşık olarak 1 tavuk yumurtasına denk gelmektedir. Fakat içeriğindeki mineraller, vitaminler ve besleyicilik yönünden bıldırcın yumurtası tavuk yumurtasının önüne geçmektedir.
Bıldırcın Yumurtası FaydalarıBıldırcın Yumurtası Faydaları Nelerdir?
Yüksek miktarda A ve B2 vitaminlerini içerir. Vücudunuzdaki vitamin ihtiyacının büyük bölümünü karşılar.
Yüksek oranda protein ve amino asit içerir.
Astım gibi solunum yolu hastalıklarına iyi gelir.
Tüberküloz rahatsızlığı için faydalı bir yumurtadır.
Bıldırcın yumurtası prostat bezlerini uyararak cinsel isteği arttırır. Cinsel gücünüzü yeniden kazanmak ve cinsel isteği arttırmak için düzenli olarak bu şifalı yumurtadan tüketebilirsiniz.
Vücuttaki toksinleri atar, vücutta bulunan ağır metalleri uzaklaştırır.
Vücutta bulunan ve kişileri rahatsız eden böbrek taşlarının kolaylıkla düşürülmesine yardım eder.
Bağışıklık sistemini güçlendirir, vücudun hastalıklara karşı korunmasını sağlar.
Kalp kaslarını güçlendirir. Kalp hastalıklarına yakalanma riskini azaltır.
Mide rahatsızlığınız var mı? Birçok kişi ülser ve gastrit gibi mide rahatsızlıklarının olduğundan yakınır. Ülser ve gastrit gibi mideyi rahatsız eden hastalıkların iyileşmesini hızlandırır.
Herkes mevcut olduğu kilosunu korumak yada fazla kiloları varsa zayıflamak ve kilosunu dengeye getirmek ister. Bu şifalı yumurta ile kilonuzu korumak oldukça kolaydır. Sahip olunan kiloyu dengede tutarak obeziteyi de engeller.
Çocukların ve gençlerin sağlıklı büyümesine yardım eder.
Çok iyi bir D vitamini kaynağıdır. Yüksek oranda D vitamini içermesi sebebiyle süt içmeyi yada süt ürünleri tüketmeyi sevmeyen kişilerin de kurtarıcısı olabilir. Süt ve süt ürünlerinden alınması gereken D vitamini ihtiyacının büyük bölümünü karşılar.
D vitamini eksikliğinden de kaynaklanabilen osteoporoz yani kemik erimesini engellemeye yardım eder.
Kansere karşı da faydalı bir yiyecektir.
Kan basıncını düzenler.
Migrene karşı da fayda sağlar.
Kansızlık diğer bir adıyla anemiye karşı iyi gelen bir yiyecektir.
Tansiyonu düzenlemeye yardım eder.
Sindirimi rahatlatır.
Egzama gibi cilt rahatsızlıklarına iyi gelmesi de bıldırcın yumurtasının faydaları arasındadır.
Çağımızın hastalığı ve birçok hastalığın temeli olan strese de iyi gelir.
Beyin fonksiyonlarını uyararak zekayı geliştirir. Ayrıca hafızayı da korur.
Birçok alerjik hastalığa iyi gelir.
Cilt güzelliği ve cilt bakımı da sağlar. Ten rengini güzelleştirir ve cildin parlak görünmesine katkı sağlar. Bıldırcın yumurtası ile çeşitli saç ve cilt maskeleri yapmak da mümkündür. Bu şekilde saç bakımı ve cilt bakımı sağlar. Saçların parlamasına ve kuvvetlenmesine yardım eder.
Şeker hastalığı adıyla anılan diyabet için de faydalı bir yumurtadır.
Nörolojik yani sinirsel rahatsızlıklara da iyi gelir.
Bıldırcın Yumurtası
Bıldırcın Yumurtası Nasıl Yenir?
Bıldırcın yumurtası çiğ olarak tüketilmelidir. Bir bardağın içine bıldırcın yumurtasını kırın, bardağı tamamen süt ile doldurun ve 1 çay kaşığı bal ilave edin. Bu karışım öksürük ve alerjik reaksiyonlara oldukça iyi gelir. Vücudu kuvvetlendirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Her gün bir bardak içmek yeterlidir. Fazlası zararlı olabilir. 15 gün bu uygulamayı yapın. Bu şekilde öksürükten ve alerjik reaksiyonlardan kurtulabilirsiniz.
Bıldırcın Yumurtası Bebekler İçin Kullanılabilir Mi?
Bıldırcın yumurtası yetişkin bireyler için oldukça faydalıdır. Fakat bebekler çok küçük oldukları ve yeni doğdukları için bu yumurta bebeklerin vücutlarına ağır gelebilir. Özellikle böbreklerine zarar verebilir. Büyüdükten sonra da erken ergenliğe girmeye sebep olabilir. Yine de bıldırcın yumurtasını çocuklarınıza yada bebeğinize vermeden önce mutlaka doktorunuza danışmalı, herhangi bir yan etkisi olup olmayacağını öğrenmeli, uygulama şeklini ve miktarını öğrenmelisiniz.
Bıldırcın Yumurtasının Zararları Nelerdir?
Kalp hastalığınız varsa yada daha önceden felç geçirdiyseniz bıldırcın yumurtası tüketmeden önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Ayrıca yüksek kolesterolü olan kişiler de bu yumurtayı tüketmeden önce doktorlarına danışmalıdır.

SARIMSAK

(Bulbus Aüii Sativi, Liliaceae)
Diğer Adları: Allium sativum (Liliaceae) bitkisinin (sarımsak bitkisi) soğanı (BulbusAllii Sativi) olan sarımsak, Türkçe’de sarımsak, sarmısak gibi adlarla anılır. XI. yüzyıl Türk kaynaklarında sarımsak veya sarımsak olarak bazı Türk kaynaklarında samursak olarak kullanılır. Kazan, Azerbeycan, Özbek ve Kırgız Türkleri ise çoğu kez sarmısak demektedirler.
Doğu Türkistan’da ise semsek, kamgak olarak bilinir. Yine sarımsak ile sarılmak arasında ilişki vardır. Bazı kaynaklar, birbiri üstüne zarlara sarılı olmasından dolayı sarmusak dendiğini bildirmektedirler. Sarımsağın Farsça adı ise Savm’dır.
Diğer dillerde de sarımsağın çeşidi kelimelerle, adlandırıldığı görülmektedir. Sarımsağın kütö kokusu nedeniyle allium kelimesi kokmak anlamına gelmektedir. Latince olere kelimesi ile, İngilizce smell kelimesi (to smeel kokmak demektir) arasında bir bağlantı kurulmaktadır. Diğer taraftan Allium, Yunanca, hallestai (sıçramak, büyümek) kelimesinden kaynağını alır ki bu da İngilizce keep out (sıçramak, büyümek) demektir. Yani ikinci soğanlarının hızlı büyümesi demektir ki bu yüzden İngilizce cloves (karanfil) adıyla da anılır.
Romalı ozan Plautus (M.Ö. 250-184), Allium kelimesini İngilizce garlic kelimesine karşılık olarak kullandı. Sarımsak bugün İngilizce’de garlic olarak adlandırılır. Bir baharat olarak kullanımından dolayı, allium kelimesi, eski Aryan dilindeki Aluh veya Alukam kelimelerinden türer. Allium, alare veya halare’den gelir. Her iki kelime soluk almak, dışarı vermek anlamındadır. Daha eski bilimsel tanımlamalar, Allium domesticum ve scordium’dur. Arapçada thûm diye adlandırılan, sarımsağa Sümerler, Sesar, Akadlar, sûmû derlerdi. Yine İran ve Irak’da tukhm-i tarrah diye adlandırılır.
Bugün Almanca’da Knoblauch diye bilinen sarımsak, ilginç bir popüler tanımlama ile de anılır. Bu tanımlama, Bauern Theriak’dır. Ayrıca Latince’de bu tanımlama, Theriaca rusticorum olarak geçer. Bu kelimeler, İngilizce’de farmer’s theriac (çiftçi tiryağı) anlamına gelirler. Esld bir eczacılık ilacı olar tiryak (İngilizcede theriac), Alman Farmakopesi olan Pharmacopoeia Germanica’ya 1882′de katıldı. Bu ilaç, sarımsağın kullanıldığı alanlarda kullanılırdı ve özellikle köylüler arasında çok revaçtaydı. Fransa’da bu deyimi Bourbonlular çok kullandı. Nitekim Fransızca’da farmer’s theriac (çiftçi tiryağı), theriaque des paysans or triacle des villains demektir. Örneğin benzer terimler diğer ülkelerde de vardır. Boeretheriak, Hollanda’da Countryman’s treacle, İngiltere’de, böndernis theragelse, Danimarka’da bonderns triakelse, İsveç’te kullanıldılar. Fransızca’da sarımsak ail adıyla bilinir.
Almanca knoblauch (sarımsak) kelimesi, eski bir Almanca kelime olan chlofalauh veya chlobilauh ve eski bir Saksonca kelime olan clofloc (sesin çeşitli değişimleri) dan gelir. Ortaçağda ise Almanlar, bu kokulu bitkiyi, klufloc ve Hollandalılar cluflooc veya cloflooc olarak adlandırdılar. Bütün bu adlar lauch ve clobo veya klobo kelimelerinin kombinasyonu ile olurlar. Lauch kelimesi eski Nordic dilinde lauker olarak bilinir. Bu kelimenin Schonen’in Güney İsveç’te bulunmuş olan bir sanat yapıtında, kendine özgü karakterde olarak küçük metal levhalar üzerine yazıldığı görüldü. Bu bir tip muska olup, bunu takanın sağlığının iyi olacağına inanılırdı. Klobu, clobo veya Chufu, çatlamış kök (split.stock), eski Anglo-Sakson dilinde ise clove, genç soğan anlamına gelirler. İngilizce bir kelime olan clove kaynağını buradan alır ve bugün İngilizce’de onun yerine garlic kullanılır. Knoblauch, yarılmış pırasa veya kök pırasa anlamındadır. Polonya dilindeki czosnek, Rusça chesnok, Çek dilindeki chesnek, kuchynsky ise aynı tanımı verirler.
Alman dilini konuşan bazı ülkelerin bulunduğu yerlerde şu adlar sarımsak için kullanılır.
Ad    Yerler
Knufflauvv    Westphalia
Knuflauk    Waldeck
Knoflak    Areo of Göttingen
Knopfloch    Lübeck
Knoploch       Renin çeşitli bölgeleri
Knewelauch    Braunschvveig
Gnuuvvluch    Naumburg
Knoweloch       Bohemia (eskiden)
Knobluch, Knuwlet   . . . .Silesia
Rnoufl    Carinthia
Knoflach    Tyrol
Knoblet    Vorarlberg
Chnoblech    İsviçre
Yahudiler sarımsağı çok kullanırlar ve ona önem verirler. Nitekim Yahudilerin yoğunlukla bulunduğu, Aşağı Ren bölgesi ve Hollanda’da Judenkost veya Jodde Look, Comlenz’de Juddezeh, Palatinate’de Judnaranilli olarak adlandırılır. Yine Almanya’nın Bentheim ve Osnabrück bölgeleri, sarımsağı 24 Haziran’da çiçek açması nedeniyle St. John Pırasası (St. John’s Leek) anlamına Süntjanslaof olarak adlandırırlar. Keskin baharat (wind clove), yaşlılık baharatı (old age clove) veya mide baharatı (stomach clove) gibi adlar, sanmsağın besin veya ilaç olarak yaygın kullanımını verirler.
italyanlar, sarımsağı çok kullanırlar ve ona aglio adını verirler. Yine Fransa’da oil, oil comnıun veya perdrix de cascogne adlarıyla bilinen sarımsak, İspanya’da ajo, Danimarka’da nvidlok, İsveç’te ritlok olarak tanımlanır. Çin’de ise dasuan olarak adlandırılırlar ve büyük pırasa (big leek) anlamına gelir.
Bugün İngiltere’de sarımsak, garlic adıyla bilinir ve garlic benzeri olarak da garlicky kullanılır. Bu kelimenin aslı eski Anglosakson diline dayanır. Droğun eski Anglosakson dilindeki adı garleac olup bu deyim, gar, ger ve leek’den yapılıdır. Burada ger, İngilizce spear (mızrak), leek ise pırasa demektir ve spear-leek, yaprakların mızrak benzeri şekli anlamına gelmektedir.
13.” yüzyılda sanmsağın Orta Avmpa’daki adları, ailelerin adlandırılmasına yardımcı oldu. Çünkü sarımsak, ekimi çok yapılan ve besin ve tedavi değerinin yüksek olması nedeniyle de ünü fazla olan bir drogdu. Nitekim Brechanmacher, 1826′da Almanya’da Esslingen’de yaşamış olan Mechthild Cnoblochin adlı bir kadının adını buna örnek olarak verir. Yine sarımsağın Avmpa’daki adları bazı yerleşim yerlerinde de kullanıldı. Örneğin Almanya’da Knoblauch Köyü bu droğun adını aldı. Yine Doğu Havelland ve Doğu Prusya’daki bazı yerlere de sarımsağın adı verildi.
Botanik ve Kimyasal Özellikleri: Sarımsak, Allium satıvum (Liliaceae) bitkisinin soğanıdır. Sarımsak bitkisi soğancıkları ile üretilir. Sarımsak soğanı beyaz veya pembemsi renkli, az sayıda soğancık (diş) dan oluşur. Soğancıkların hepsi birarada bir kabuk tarafından sarılmışlardır. Soğanın çok kuvvetli ve keskin bir kokusu ve yakıcı bir lezzeti bulunur.
Sarımsak bitkisi dünyada en çok Kuzey Afrika (özellikle Mısır), Orta ve Güney Avrupa, Balkan ülkeleri, Meksika olmak üzere diğer bazı yerlerde de vardır. Kaynağı Orta Asya olan sarımsak bütün Anadolu’da bulunur.
Sarımsak bitkisinin soğanı (Balbus Allii sativi) (baş sarımsak) olan sarımsak, tıpta çok çeşitli gayeler için kullanılır. Bu önemli bitkinin toplama zamanı Haziran-Ağustos aylarıdır. Bitkinin yaprakları solup sararmaya başladığında sarımsak başları topraktan çıkarılır, temizlenir, sapları ile beraber 4-5 gün, yerinde, açıkta bırakılır. Kuruduktan sonra demet halinde bağlanır veya dizi şeklinde örgülenir, havadar yerlere yerleştirilir. Baş sarımsak ezildiği zaman dişler ufalanırsa, kurumuş kabul edilir. Sarımsak, dizi halinde veya sandık kasalarda paketlenir. Drog, kuru, serin havalandırma tertibatiı binalarda saklanır. Eğer bu koşullar olmazsa kızışma ve çürüme tehlikesi olabilir. En iyi ve uzun süre (6-9 ay) korunabilmesi için buzhanelerde 1-2 derecede tutulmalıdır.
Eskişehir’de bulunan Anadolu Üniversitesi’ne bağlı Tıbbi ve Aromatik Bidd ve İlaç Araştırma Merkezi (TBAM), Türkiye’de sarımsak üzerinde inceleme yapan önemli bir kuruluştur. Bu enstitü Tübitak’ın da desteklediği bir çalışmada 30 tür yabancı sarımsağı inceledi. Sonuç olarak Allium sativum yerine kullanılabilecek yeni türler bulundu. Bunlar Allium tuncelianum (Tunceli) ile Allium macrocetum (Erzincan-Tunceli yöresi) dur.
Yine bugün Türkiye’de en yaygın sarımsak üretilen yer, Kastamonu’nun Taşköprü ilçesidir. Burada aynı zamanda 11 yıldan beri Sarımsak Festivali düzenlenmektedir. Bu yörenin insanları, sarımsağı bir sanayi bitkisi haline getirmeyi amaçlamaktadırlar. Böylece bugün Türkiye’de dışarıya satılamayan sarımsağın dış satımı da yapılacaktır.
Balbus Allii sativi (sarımsak soğanı, baş sarımsak) karbonhidratlar (sakkaroz, glikoz), vitaminler (A, B.C) ve kükürdü bir uçucu yağ (%0.10-0.20) taşımaktadır.
Sarımsağın bilinen kokusu, içerdiği allilik kükürtlü bileşiklerden dolayıdır. Sarımsak içerisindeki en önemli dönüştürücü enzim allinaz’dır. Bu enzimin etkisi ile sarımsak kesildiği veya yaralandığı zaman karakteristik koku açığa çıkar. Çünkü sarımsakta bulunan alliin, allinaz enzimi etkisi ile allisin’e dönüşür. Kokuyu ise allisin maddesi verir. Allisin stabil bir madde değildir. Bu madde bakterileri öldürücü olarak bilinirdi, ancak canlı organizmalarda diğer maddelere dönüşür ve antimikrobik eddsini kaybeder. Son yayınlara göre yapılan invitro çalışmalarda allicin’in kanla karıştıktan birkaç dakika sonra yok olduğu görüldü. Kanın rengi de kırmızıdan siyaha döndü. Bu bulgu, allicin’in kırmızı kan küreciklerindeki hemoglobini mcthemoglobin’e dönüştürdüğünü gösterdi. Yine karaciğer hücrelerine zarar verdiği görüldü. Böylece çiğ sarımsakdaki allicin’in yararlı olmadığı görüldü. Bazı sarımsak preparatiarı ve sarımsakdan türeyen kükürtlü bileşikler kolesterol sentezini durdurucudurlar. Ancak allicin kolesterol sentezini durdurmaz. Allicin, sarımsağın, kolesterolü düşürücü etkisine yardım etmemektedir.
Bazı çalışmalar, sarımsakdaki gamma-glutamylcys-teine derivelerinin angiotensin Fin angiotensin H’ye dönüşümünü katelize ederek kan basıncını arttıran nngiotensin dönüştürme enzimi (ACE)’nin aktivitesini inhibe ettiğini gösterirler. Ancak allicin ACE aktivitesine etki etmez. Birçok ülkedeki marketlerde bulunan 8 sarımsak ürününde allicin bulunmamaktadır. Alliin’in allicin’e dönüşümünü katalize eden sarımsakdaki allinase enzimi’nin ph3′de veya daha aşağıda irriversibl olarak aktivasyonunu kaybettiği de belirlendi. Citrate tamponlarının sarımsak tozuna eklendiği  pH2  veya  pH3′de  allicin  meydana  gelmez. 20oC’de 20 saat bekletildiği zaman diallil disülfit (% 66) diallil sülfit (% 14) ve diallil trisülfit (% 9)’e dönüşmektedir.
Ancak son yıllarda araştırıcılar, sarımsakta allicin yerine kükürt taşıyan maddelerin yararları üzerinde durdular. Bunlar, yağ ve suda eriyen maddeler olarak sınıflandırılırlar:
1) Diallyl sulfıde (DAS), diallyl disulfıde (DADS), diallyl trisulfıde ve aliyi methyl trisulfıde, dithüns ve ajoene gibi sülfide’lerin bulunduğu yağda eriyen maddeler.
2) Sally1 cysteine (SAC) Sallyl mercaptocysteine (SAMC) ve Smethyl cysteine gibi cysteine deriveleri’nin bulunduğu suda eriyen maddeler. Yağda eriyen kükürt bileşikleri, kokulu, suda eriyenler, kokusuzdur. Suda eriyenler daha dayanıklıdır ve daha güvenlidir.
Kükürt Taşımayan Maddeler: Sarımsak’ın, allixin ve saponinler gibi kükürtsüz bileşikleri taşıdığı bulundu. Bu maddeler, sarımsağın yararlılığı için gereklidir.
Son yılların önemli araştırma konularından biri olan platelet (trombosit) agregasyonunu (toplanmasını) inhibe eden droglar arasında yer alan sarımsak, Türkiye’de olduğu kadar diğer birçok ülkede de tromboz ve arteriosklerozu önleyici ve tansiyon düşürücü olarak halk arasında çok kullanılmakta ve bu etkilerin, yapılan bilimsel araştırmalara göre, sarımsaktaki kükürtlü alil bileşiklerine, başta allisin (5-alil 2 propentiosülfinat) olmak üzere alil metil trisülfür, dialiltrisülfür gibi maddelere atfedilmektedir. Yakın zamanlardaki araştırmalarla antitrombik faktörün 4, 5, 9-tritiododeka 1, 6, 11-trien 9 oksit yani ajoene olduğu ve bunun allisin’in kendi içinde kondensasyonu ile meydana geldiği ileri sürülmektedir. Ajoen’in plateletlerdeki fibrinojen reseptörleri inhibe etmek suretiyle trombosit agregasyonunu (toplanmasını) azalttığı belirtilmektedir. Ayrıca allisin’in dekompozisyon ürünü olan siklik iki bileşik de hafif bir antitrombotik etki gösterir.
Yine aloen’in antitrombotik etkisinin aspirinkine çok yakın olduğu gözlenmiştir. Ancak yine de daha detaylı klinik deneylerin yapılması gerekir. Yine ilginç bir durum da antitrombotik etki gösteren ve sarımsakta bulunan bileşiklere, kurutulmuş sarımsak tozu, ticarette satılan sarımsak kapsülü, sarımsak yağı, sarımsak ekstresi gibi preparatlarda rastlanmaktadır. O halde sarımsağın bu etkileri taze bitkide bulunur. Ancak taze bitkinin istenmeyen nahoş kokusu vardır ve bu koku taze drogda giderilirse daha rahat ve istekli olarak onu kullanmak mümkün olur. Nitekim Sallyl-cysteine maddesi taşıyan dinlendirilmiş sarımsak ekstresi olan Kyoliç, allicin taşımaz ve irrite edici ve kokulu bir preparat değildir.
Bugün gerek Avrupa ve Amerika’da, gerekse Doğu Ülkelerinde Sarımsak tozu ve sarımsak yağı taşıyan preparaüar vardır. Alman Sağlık Departmanı, Berlin’de 1988′de yayınladığı bir monografisinde, bir sarımsak ürününün piyasada satılmasını önerdi. Bu preparatta yaşa bağlı damar değişikliklerini önleyen ve yüksek kan likid düzeylerini azaltan günlük 8 mg’lık sarımsak uçucu yağı veya buna eşit 4 gr.taze diş sarımsak vardı. Bu çalışmaya göre, içerden kullanım için toz sarımsak ve preparatları önerilir. Sarımsak yağı, su buharı distilasyonu ile elde edilir. Bu yayının yapıldığı sürede sarımsağın standardizasyonu yapılmamıştı. 1988′den beri yapılan çalışmaların sonucu olarak sarımsağın önemli bir yağ azaltıcı etkisi, % 1.3 alliin veya % 0.6 allicin’e (3.6-5.4 mg. Allicin’e karşılıktır) standardize olmuş, günlük takriben 600-900 mg.lık sarımsak tozu ile sağlanabilir. Bazı daha eski farmakopeler ise çeşitli dozlar önerirler. Alman Farmakopesi (DAB 6, 1926), tek bir doz olarak 5 gr. verir. 1958 tarihli Extra Pharmacopoeia ise 2-8 gr. önerir. Yine Tinctura Allii Sativi (Allium sativum tentürü) ve Sirupus Allii sativi (Allium sativum şurubu) için tek doz olarak 5 veya 30 gr. sarımsak verilir (DAB 6.1929)
Batı ve Doğu piyasalarında bazı sarımsak ekstreleri vardır. Çeşitli adlar altında satılan bir Japon sarımsak ekstresi dilüe alkolde yıllandırılmış sarımsaktır. Bu bekletme sırasında, thiosülfinatlar kaybolurlar. Yalnızca Allicin’den ve diğer thiosülfinatlardan türeyen eser halde kokulu oligosülfitler (diallyl ve aliyi metil monodi ve trisülfîtler) kalır.
Görüldüğü gibi bugün Batı dünyası da sarımsağa önem vermeye başladı. Nitekim sarımsak, bugün hem baharat, hem tedavi edici bir drog, hem de önemli ölçüde ekonomik değer taşıyan bir preparattır. Amerika Birleşik devletleri’nde, San Francisco kentinde bulunan çifüiklerde sarımsak makinelerle ayıklanmakta ve çeşitli besinlere konulmaktadır. Hava püskürtme tümelinde soyulan, ayıklanan ve kurutulan iri sarımsak parçaları veya sarımsak tozu için çeşidi makineler kullanılmaktadır. Nitekim, bu ülkede şişelenmiş sarımsaklı makarna sosları ve dondurulmuş sarımsaklı pizzalar vb.ları gibi besinler, marketlerde satılmakta ve sarımsağın bir endüstri bitkisi olduğu ortaya çıkmaktadır.
Amerika Birleşik Devleüeri’nde bugün kişi başına yıllık sarımsak tüketimi 1975′de 300 gr. iken, 1995′de 800 gr. oldu. Avrupa’da ise tüketim Amerikadakinin iki mislidir. Türkiye’de tüketim miktarları Amerika ve Avrupa’dakinden fazladır. Ancak tıbben yararlı olarak bilinen sarımsak tüketim miktarı günde en fazla 2-3 diştir ve yutulma yerine çiğnenerek yenmelidir.
Bütün bu detaylı ve örnekler verilerek anlatılan bilgilerden sonra son yayınlara göre marketlerde satılan sarımsak ürünleri 4 kategoriye ayrılırlar:
1- Sarımsak Yağı: Ezilmiş sarımsağın distilasyonu ile elde edilir. Distilasyon sonucu toplanan yağlar sıvı yağla karıştırılır ve yumuşak jel tipi kapsüle konur. Az miktarda sarımsak esansiyel yağı ve % 99 bitkisel yağ vardır. Yağda eriyen maddeleri fazla oranda taşır. Bir miktar koku vardır.
2- Sarımsak Tozu: Susuz, toz haline getirilmiş sarımsak preparatıdır. Maydanoz, nane veya limonla kapsül şeklinde kullanılır. Tablet haline getirilir. Kokuyu azaltmak için şekerle kaplanır. Ucuz bir baharat tozudur. Test edilmiş çeşitli sarımsak ürünleri allicin’in dayanıklı olmaması nedeniyle bu maddeyi taşımazlar. Eğer yüksek ısı kullanılırsa sarımsaktaki yararlı maddeler ve doğal enzimlerin çoğu tahrip olur.
3- Masere Sarımsak Yağı: Bir baharat gibi kullanılır. Bitkisel yağla karıştırılmış ve sonra kapsüllenmiş sarımsak tozudur.
4- Dinlendirilmiş Sarımsak Ekstresi (Kyolic): Ezilen ve sonra doğal olarak 20 ay dinlendirilen güvenli, stabl ve kokusuz maddeler haline dönen sarımsakdan yapılır.
Kyolic, barsak barsak bölgesinde diğer sanmsak şekillerinden daha yumuşak etki eder. Bileşimindeki maddeler yararlı bakterilerin gelişmesini sağlar. Stabl, kokusuz, güvenli olan sallyl cysteine için standardize edilir. Sallyl cysteine, karaciğer hücrelerinde kolesterol sentezini azaltır, infeksiyonlarla savaşan vücut hücrelerinin aktivitesirıi arttınr, hayvanlarda tümörlerin büyümesini azaltır. Bu preparat Amerika Birleşik Devletleri’nde ve Japonya’da 40 yıldan daha fazla zamandır kullanılmaktadır. Bilimsel mecmualarda yayınlanan 100 den fazla çalışma, hem Kyolic’in, hem de onun maddelerinin etkililiğini ve güvenliğini belirtmektedir. Çiğ sarımsak veya diğer sanmsak preparatların kötü kokusuna sahip değildir. Bu, -hoş sarımsak- olarak bilinir. Kyolic sarımsağı, tamamen doğaldır ve böcek öldürücüler kullanılmaksızın yetiştirilir.
Japonya’da Hokkaido’da, Wakunaga Çiftliklerinde kontrol edilmiş organik koşullarda yetiştirilir. Bir kısım sanmsak ise aynı zamanda California’da da yetiştirilmektedir. Kyolic Dinlendirilmiş Sarımsak Ekstresi 1990 tarihli California Organik Besinler Yönetmeliğine uyar.

Çakşır otu Bitkisi Cinsel Güç Sağlıyor

Çakşır otu bitkisi diğer bir adı ile Ferula Comminus olarak da bilinmektedir. Sarı renkte çiçeklere sahip, 2 metre boyuna kadar uzayabilen otsu bir bitkidir. İçerisinde barındırdığı tanen, reçine, nişasta, alkaloit, saponin ve uçucu yağ sayesinde oldukça yararlı ve sağlıklı bir bitki olarak ön plana çıkmaktadır.
Çakşır otu bitkisi Doğu Anadolu, Orta Anadolu, Güney ve Güneydoğu Anadolu ile Doğu Akdeniz bölgelerinde sıklıkla görülebilmekte ve buralarda rahatlıkla yetişebilmektedir. İl bazı altında ise daha çok Antalya ve Mersin Toroslar’ında yetişmektedir. Çakşır otu bitkisi genel olarak  cinsel gücü arttırıcı olarak da bilinmektedir.
Cinsel sorunu olan kişilere tavsiye edilen çakşır otu, birçok cinsel performans ürünlerinde bulunmaktadır. En etkili olarak Vitrix Maximum Performance bitkisel ürününde bulunan çakşır otu cinsel iktidarsızlığı tamamen ortadan kaldırmaktadır. 

Çakşır Otu Bitkisi Faydaları

  • İçerisinde bulundurduğu etkili afrodizyak sayesinde cinsel gücü ve isteği arttırmaktadır. Bu nedenle cinsel isteksizlik şikayeti olanlar bu bitki sayesinde tedavi olabilir.
  • Sperm sayısını ve hareketliliğini arttırır.
  • Kas ağrılarını keser ve buna bağlı olarak kasları geliştirerek kuvvet verir.
  • Sindirim sisteminin çalışmasını düzenler ve sinirleri yatıştırır, sakinlik verir.
  • Astım ve bronşit gibi ciğer hastalıklarında da etkili olur.

Çakşır Otu Bitkisi Nasıl Kullanılır

Çakşır Otu bitkisinin kökü kurutularak toz haline getirilir, Toz halindeki çakşır otu bitkisi kökü bal ile karıştırılarak macun kıvamına getirilip günde bir defa tüketilmelidir. Ayrıca 1 bardak sıcak suyun içine 1 tatlı kaşığı çakşır otu bitkisi koyularak demlenmesi beklenir ve böylece tüketilerek faydası elde edilir.çakşır otu, çakşır otu faydaları, çakşır otunun faydaları, akr otu, caksir koku, çakşır otu nasıl kullanılır, Çakşir, çakşır suyu, ibrahim saraçoğlu çakşır otu, cinsellik icin şifalı bitkiler